saat gece ikiden sonra uyuyamamak
Günlerdir altıda yatıyoruz. Sanmayın ki aynı yerdeyiz... ARAMIZDA 895 KM VAR.
Farklı yazı tiplerinde yazalım dedik. Sanırım işe yarıyor.
Okulumuzun parasını nasıl yedik? Hem de devlet üniversitesinin.
Zoom corona belasının bize getirdiği en güzel şey... Fake Skype. Ama kalitelisi. Onun sayesinde bu sayfayı aynı anda yazabiliyoruz. Ve parasını okul ödüyor...
Bugün neler yaptığıma gelirsek ki bence pinky'ninki de çok farklı değildir. Gece, pardon sabah 6'da yatmaktan mütevellit (eski kelime kullanımı tik) öğlen 3 gibi kalktım. Artık annemler de ümidi kestiğinden son iki haftadır beni kaldırmaya çalışmıyorlar. Kahvaltı yaptıktan sonra, adı hala kahvaltıysa, annemin de düştüğü RuPaul's Drag Race izlemeye başladık. Sezon 7 gerçekten çok iyi. (homofobiklere önermem) Saat 5 gibi markete gittim, tabisi maskemle. Bağır çağır arabanın anahtarını kaptım ve 10 dk koltuk ayarladım. Market alışverişi daha kısa sürdü.
Araba kullanırken yanımda babamın olması çok zor. Sürekli bıdı bıdı bağırınıyor. Yok oraya git yok şu manevrayı yap, yok Amerikayı yeniden mi keşfetcen dediğimi yap. Park etmenin Amerika'yla bir tutulması?? Neyse burada gün bitti diyebiliriz, yemek hariç 10 saattir falan bilgisayarlayım. :)
Gün benim için daha acılı başladı. Çünkü saat on bir itibariyle bacağımdan sürüklenerek kaldırıldım. Ardından yaşanan rezalet ise tinky'e tanıdık gelecek. Araba başında ebeveyn terörü... Bağırmalar, çağırmalar ve asla beğenmemeler... Yaşanan bu rezillik ise en son market belasından sonra bitiverdi. Kötü dakikalar bitince kötü saatler başladı... Çamaşır suyu terörü başladı. Arada kaçıp siesta tadı uykumdan kalkınca biraz daha sakinleştim. Yemek falan bende gün içine monte, düzenli bir şekilde nefes alırcasına yediğim için ayrıca belirtmiyorum. Gün zaten saat gece iki civarı aile uykuya dalınca başlıyor.
Peki neden uyuyamıyoruz? Çok bariz bir sebepten: kalkıp da napıcam. Bitmeyen bir döngünün başlangıcı.
Kalbimi okudun kahve şekerim... Bu kadar yani başka bir açıklaması yok.
Farklı yazı tiplerinde yazalım dedik. Sanırım işe yarıyor.
Okulumuzun parasını nasıl yedik? Hem de devlet üniversitesinin.
Zoom corona belasının bize getirdiği en güzel şey... Fake Skype. Ama kalitelisi. Onun sayesinde bu sayfayı aynı anda yazabiliyoruz. Ve parasını okul ödüyor...
Bugün neler yaptığıma gelirsek ki bence pinky'ninki de çok farklı değildir. Gece, pardon sabah 6'da yatmaktan mütevellit (eski kelime kullanımı tik) öğlen 3 gibi kalktım. Artık annemler de ümidi kestiğinden son iki haftadır beni kaldırmaya çalışmıyorlar. Kahvaltı yaptıktan sonra, adı hala kahvaltıysa, annemin de düştüğü RuPaul's Drag Race izlemeye başladık. Sezon 7 gerçekten çok iyi. (homofobiklere önermem) Saat 5 gibi markete gittim, tabisi maskemle. Bağır çağır arabanın anahtarını kaptım ve 10 dk koltuk ayarladım. Market alışverişi daha kısa sürdü.
Araba kullanırken yanımda babamın olması çok zor. Sürekli bıdı bıdı bağırınıyor. Yok oraya git yok şu manevrayı yap, yok Amerikayı yeniden mi keşfetcen dediğimi yap. Park etmenin Amerika'yla bir tutulması?? Neyse burada gün bitti diyebiliriz, yemek hariç 10 saattir falan bilgisayarlayım. :)
Gün benim için daha acılı başladı. Çünkü saat on bir itibariyle bacağımdan sürüklenerek kaldırıldım. Ardından yaşanan rezalet ise tinky'e tanıdık gelecek. Araba başında ebeveyn terörü... Bağırmalar, çağırmalar ve asla beğenmemeler... Yaşanan bu rezillik ise en son market belasından sonra bitiverdi. Kötü dakikalar bitince kötü saatler başladı... Çamaşır suyu terörü başladı. Arada kaçıp siesta tadı uykumdan kalkınca biraz daha sakinleştim. Yemek falan bende gün içine monte, düzenli bir şekilde nefes alırcasına yediğim için ayrıca belirtmiyorum. Gün zaten saat gece iki civarı aile uykuya dalınca başlıyor.
Peki neden uyuyamıyoruz? Çok bariz bir sebepten: kalkıp da napıcam. Bitmeyen bir döngünün başlangıcı.
Kalbimi okudun kahve şekerim... Bu kadar yani başka bir açıklaması yok.
Yorumlar
Yorum Gönder